Gaziantep'de adamın biri sinemanın kapısından içeri bağırmış; "Ökkeş evin yanıyor!" Sinemada hiç kimse kalmamış... Herkes doğru evine. Bir Kahramanmaraşlı olarak bunu bildiğim için taksi şöförüne biraz da sitemle sordum, "Ökkeş kardeş, niye Celal Doğan'ı başkan seçmediniz?" Derin bir çektikten sonra cevapladı, "Su yüzünden kurban." Benim şaşırdığımı görünce devam etti, "Celal ağamız seçimlere az kala 3 buçuk lira olan suyun fiyatını bir liraya indirdi." Ben "İşte halkçı başkan dediğin böyle olur" dedim. Ökkeş kardeşimiz "Sudan sebepten başkan olamadı" diye söylenirken işte bu yüzden "Ben de oy vermedim" dedi. Sonra da öfkeyle "Şimdi vermediğime bin pişmanım" diyerek taşı gediğine koydu:
SUDAN SEBEPLE
"Dinle kurban... Biz Antepliler niye Celal Ağa'ya kızdık biliyor musun? Demek ki Celal Ağa bize yıllarca suyu pahalı satmış. Bizi kandırmış..." "Vay be" dedim. Ökkeş'i ciddiye aldım. Bu kez "Sayın Ökkeş Bey" dedim. O ise 'ağam iki gözüm' diyerek protestosunu sürdürüyordu, "Suyu ucuz verecektin de niye seçime az kala bir milyon yaptın be Celal Ağam? Bizi adam yerine koymadın, bizi kandırdın be ağam..." Laf lafı açarken İncili Pınar'a geldik. Burası Antep'in kendine özgü lokantası. Hani Mehmet Barlas'ın tarif ederken hepimizin ağzının sularını akıtan lokanta. Hani bizim Hıncal Uluç (O aslında bir Kilisli) ve Deniz Gökçe'nin övündükleri Antep lokantası. (Burada özel bir not: Uluç ve Gökçe ikisi de düşman kardeştir. O da ayrı bir hikaye...) Lokantanın otantik tablosundan etkilenen bizim Vahap ağabey "Yemekler harikaysa sorun yok çünkü ortam harika" dedi. Lokantanın şef garsonu ise kalın bir anı defteriyle geldi "Bir şeyler yaz ağabey" dedi. Yazdım... Şef garson yazdığımı lokantanın sahibi Haydar Bey'e telefonla bildirdi. Baktım ki bu malümatan bilgi Kahramanmaraş ile Gaziantep arasında ciddi bir diplomatik skandala dönüşecek. Bizim Vahap ağabey "Ne yazdın bu deftere? Sanki burada olay oluyor" dedi. Bastık kahkahayı; "Ne yazdım biliyor musun? Bu Antep lokantasını işleten Maraşlı kardeşim Haydar'a teşekkür ederim..." Vahap şaşırmış bana bakıyor. Ben ise biraz da böbürlenerek şöyle dedim; "Burası en ünlü Antep lokantası. Ama sahibi Maraşlı." (Bu arada telefonda Haydar Bey 'Yapma Kazım ağabey, Herkes beni Antepli sanıyor. 30 yıldır Antep'de yaşıyorum ben' diyor..) Sevgili Vahap, ben Kahramanmaraşlı'yım ya... Bu Anteplilere Gazi demezsen üzülürler... Hele Urfa'ya da Şanlı demezsen onlar daha çok üzülür. Neyse efendim... Antep yemekleri bir bir önümüze geliyor... Ekşili köfteden yuvarlamaya kadar ne varsa geldi. Vahap sesini bile çıkarmadan yerken ben çocukluğumda Maraş'ta (Elbette Afşın ve Elbistan'da) yediğim yemekleri anlatıyorum... Çocukken anneannemin evde yaptığı özel etli pideleri fırına götürür, başında bekler, bir dakika da getirirdim. Hele içli köfteler... Çiğ köfteyi yapmak bir sanattır. Bizim orada köfteyi erkek değil kadınlar yoğurur. Asla su koymazlar. Onların alnından dökülen ter hem su olur hem de tuz. Sonra da Nami eniştemin karda yaptığı o dondurma yok mu... Vallahi Mehmet Barlas büyüğümüz kızacak ama gerçek şu; Bizim Maraş'ın yemekleri Antep'e 10 basar.
YARASINA TUZ BASTIM
Hele bir kebaplarımız var ki. Urfalılar bir tatsa bizden özür diler! Vahap büyük bir iştahla sordu; "Ağabey buradan Maraş'a kaç dakikada gideriz?" Şaşırdım... "O da gülerek öyle güzel anlatıyorsun ki Maraş yemeklerini yemezsem gözüm açık gider" dedi. Yemek sonrası otele dönüyoruz, taksiye bindik, şoför bu kez gençti. "Ökkeş kardeş" dedim, "Celal Doğan'ı niye seçmediniz?" Sanki yarasına tuz bastım, "Biz Antepliler, Celal Başkan'a kötülük yaptık" dedi. "Peki yeni başkan ne yaptı?" dedim. "Bu alt geçidi. Üstelik hiç gerek yokken. Açılışına Başbakanımız Erdoğan'ı çağırdı" dedi. "Galiba pişmansın" dedim. O kızgındı. "Celal Başkan hala özel korumalarla geziyor. Biz de buna kızıyoruz. Biliyoruz ki başkalarının rüşvet vererek yaptırdığı işi o bir telefonla hatır için yaptırıyor." Benim "vay be..." dememe Ökkeş'in tepkisi büyük oldu: "Celal Başkan çok büyük başkan. O büyük başkanı biz seçmedik." Bir Maraşlı olarak Anteplileri hiç anlamamıştım. Bu kez yine anlamadım. İlk fırsatta bu sorunu meslektaşım Ökkeş Özeskici'ye soracağım. Anteplidir beni aydınlatır!
(SABAH)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder