21 Aralık 2009 Pazartesi

Gavur Gölü

GAVUR GÖLÜ, Kıta Ölçeğindeki Ölü Deniz Fayı, Türkiye sınırları içine girdikten sonra Antakya- Kahramanmaraş arasında 180 Km. uzunluğunda ve 3-30 km genişliğinde bir çöküntü alanı oluşturur. Bu çöküntü alanı üzerinde meydana gelen tektonik çökmeler ve akarsu kapmaları sonucunda bir çok göl ve bataklık oluşmuştur. Bu gün sadece kalıntılarının bulunduğu bu göllerden biri de GAVUR GÖLÜ BATAKLIĞI dır. Kahramanmaraş İli Türkoğlu İlçesinin güneyinde bulunan Gavur Gölü (sağlık ovası) geçmişte Türkiye'nin ve bölgenin en önemli sulak alanlarından idi. Orta Afrika'dan Viktorya Gölünden Başlayıp Kuzeye Doğru devam eden Nil Vadisi, Lut Gölü ile Kahramanmaraş'ın kuzeyindeki Ahır Dağında son bulan dünyanın en büyük çöküntü alanlarından birisi olan Rift Vadisinin en kuzey ucunu teşkil eder. Tabanı turba denilen kömürleşmeye yüz tutmuş milyonlarca yıllık bitki, hayvan vs. fosilleri ile doludur. Denizden yüksekliği 475-650 metre arasında değişen Gavur Gölünün etrafı yüksek dağlarla çevrilidir. Yamaç arazileri dağların eteklerinde Ovayla birleştikleri düz alanlara kadar %2-10 arasında bir eğim göstererek inerler. Taban araziler çoğunluğu oluşturmakta olup az eğimli ve düz arazilerdir. Bu alanlarda eğim % 0-2 arasındadır. Taban arazilerinin eğimi organik topraklı kesime doğru azalır ve düze yaklaşır. Eski Göl alanı ve çevresinde ki organik toprak içeren arazilerde kurutma işleminin başlamasından itibaren bu güne dek yer yer yanmalar olmuş, yanan alanlarda oluşan kül yığınları sıkışarak çökmüş ve arazilerin yüzey kot'u büyük ölçüde düşmüştür. Yanma olaylarının dışında kalan alanlar da ise suyunu kaybeden toprak setleşerek çöken arazilerin yüzeyinde birikimler oluşturmuş ve organik tezek yığınlarını meydana getirmiştir. Sağlık (Gavur) ovasının evveliyatının göl olduğu, mevcut drenaj şebekesiyle kurutulduğu bilinmektedir. Gerçekte Ovanın topoğrafyası çanak şeklinde olup çevresindeki geniş yağış havzalarından gelen çok sayıda akarsu ve yamaç sularının etkisiyle göllenmeye açıktır. 1950 li yıllardan itibaren sıtma ile mücadele ve tarım alanı elde etmek amacıyla kurutulmaya başlanmış, açılan büyük kanallarla kuzeyde bulunan aksu çayı ile Ceyhan Nehrine bağlanmıştır. Kurutma faaliyetleri 1966 yıllarında tamamlanmış olup yaklaşık 7125 hektar alan kurutulmuş, 275 hektarlık bir kısımda da kurutma çalışmaları devam etmektedir. Göl içinde balık, yılan, kurbağa ve mikroorganizmalar burada konaklayan tür sayısı açısından büyük zenginliktir. Sahada Ocak 1968 de 900.000 Ocak 1969 da 101.000 kuş sayılmıştır. Göç yolu olmasının yanında ülkemizde yaşayan 450 kuş türünden 239 burada devamlı bulunmaktadır. Şartların iyileşmesi durumunda bu sayı 300 geçecektir Yüzyıllardır süre gelen kara avcılığı, balıkçılık, saz kesimi, turba nakledilmesi ve kurutma faaliyetleri sonunda aşırı tahrip görmekle beraber orta Avrupa- Balkanlar- İstanbul Boğazı-İç Anadolu ve Ural Dağları- Kafkaslar-Doğu Anadolu gibi çok önemli iki kuş göç yolu üzerinde olması dolayısıyla göl taşıdığı önemi hiç kaybetmemiştir. Hatta Amik Gölünün kurutulmasıyla güneye inen kafileler için Türkiye içindeki son dinlenme ve beslenme yeri olarak özelliği daha da artmıştır. Geçmişte var olan ve çevre ekosistemi açısından çok büyük öneme sahip Gavur Gölünün tekrar sulak alan olarak coğrafyada yer alması gerekmektedir. Kuş göç yolu üzerinde bulunan Amik Ovasındaki bataklık ve sulak alanların kurutulmasıyla bu yol üzerindeki göç eden kuşların dinlenme barınma ve beslenme ihtiyacını karşılayabilecekleri en yakın sulak alan Kayseri İli sınırlarında bulunan Sultan Sazlığıdır. Mesafenin uzak olması kuşların zarar görmesine neden olmaktadır. Alan üzerindeki ekosistemin korunmasıyla, yörenin turizm merkezi haline getirilmesi sağlanmalıdır.

1 yorum:

  1. Doğanın özüne dokunmamak lazım.Aksi halde sizin aldığınızı faiziyle ve cezasıyla geri alır.Kocali depreminde denizden kazanılan kıyıların şimdi deniz altında kaldığını merak eden bizzat görebilir. Saygılarımla...YAŞAR SEFA ÇEVİKSOY(Öğrt.GÖR.)

    YanıtlaSil